Bize Ulaşın

+90 262 333 00 26

Cinsel Bilgi ve Problemler

Cinsel İsteksizlik (Cinsel Soğukluk)

Cinsel İsteksizlik | İzmit Kadın Sağlığı ve Doğum Merkezi

Kadınlarda son yıllarda cinsel istek azalması (cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk), cinsel tiksinti bozukluğu, cinsel uyarılam bozukluğu gibi cinsel işlev problemleri artmaktadır.

Cinsel sağlık için çok önemli olan bu tür problemlerin zamanında tespit edilerek özel cinsel terapilerin uygulanması pek çok problemi önleyebilecektir. 

Cinsel İsteksizlik (Cinsel Soğukluk), Cinsel Tiksinti bozukluğu ve Cinsel Uyarılma Bozukluğu ile ilgili bilgiler ve cinsel tedavi yöntemleri bu bölümde ele alımaktadır.

İNSEL İSTEKSİZLİK (Cinsel Soğukluk)
Cinsel isteksizlik, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen (kadın veya erkekte) cinsel istek duyulmaması durumu olup "cinsel istek bozuklukları" grubunda yer almaktadır.

Halk arasında tam karşılığı olmasa da "frijidite" veya "cinsel soğukluk" olarak da adlandırılmaktadır. Halk arasında cinsel soğuk olan kadınlar "frijit" olarak adlandırılmaktadır. 

Cinsel isteksizlik, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması şeklinde de tanımlanabilir.

Cinsel isteksizlik türleri nelerdir?
Cinsel isteksizlik, görülme şekli açısından iki türlüdür:

Primer Cinsel İsteksizlik:
 Cinsel istek durumunun ergenlik döneminden itibaren olmaması.
Sekonder Cinsel İsteksizlik: Önceden cinsel istek sorunu olmayan bir kişide daha sonra ortaya çıkan cinsel istek sorunu şeklindedir. 

Bazan de cinsel istek azlığı kişilerde yoğun iş hayatı, stres gibi nedenlere bağlı olarak "dönemsel" olarak da görülebilmektedir.

Cinsel istek azlığı probleminin görülme sıklığı nedir?
Cinsel isteğin az olması kadınlarda cinsellikle ilgili en yaygın şikayetlerdendir. Cinsel isteksizlik toplumun % 20"sinde görülen bir cinsel işlev problemidir.

Kadınların yaklaşık % 33"ünün hayatlarının bir döneminde cinsel ilgi ya da istek azalmasıyla karşı karşıya kalacağı tahmin edilmektedir.

Cinsel isteksizlik oranları yaşa bağlı olarak artmaktadır; 18-24 yaşları arasındaki kadınların % 32"si cinsel istek azlığından etkilenirken bu oran 30-34 yaş grubunda % 29.5 ve 35-39 yaş grubunda % 37.6"dır. 

Cinsel istek neye bağlıdır?
Cinsel istek, sadece psikolojik bir durum gibi görünse de sıklıkla hormonal dengesizlik ya da tedavi gibi fiziksel durumlardan da etkilenmektedir. 

İsteğin olması çeşitli faktörlere bağlıdır. Bunlar: Biyolojik içgüdü, yeterli özgüven (self esteem), cinsellikle ilgili önceki deneyimlerin olumlu olması, uygun bir cinsel eşin olması, birlikte olunan kişi ile cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması gibi. Bu alanların herhangi birinde sorun olması cinsel isteğin azalması ile sonuçlanabilir. 

Frijidite, hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. 

Cinsel isteksizlikte fiziksel ve psikolojik faktörler yer almaktadır. Cinsel isteksizliğin % 1"i fiziksel, % 99"u psikolojik nedenlere bağlıdır. 
Cinsel İsteksizlikte Fiziksel Faktörler
Cinsel isteksizlikte rol oynayan fiziksel faktörler:
Yaşlanma ve menopoz 
Kullanılan bazı ilaçlar (doğum kontrol hapları, kortizon içeren ilaçlar gibi)
Alkolizm
Böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği
Tiroid hastalıkları (hipotiroidi)
Kronik hastalıklar (Şeker hastalığı ve Yüksek tansiyon gibi)
Nörolojik problemler (Multipl skleroz, Parkinson gibi)
Ameliyatla rahimin alınması (histerektomi operasyonları)
Hormonal dengesizlikler
İlişkide ağrı hissetme (disparoni) 

Genital organlardaki iltihaplar, rahimin ters dönüklüğü (retrovert uterus), endometriosis gibi nedenlere bağlı olarak ağrılı cinsel ilişki olması (disparoni) kadının cinsel isteksizliğine neden olabilir. Aynı şekilde menopozda ortaya çıkan estrojen yetersizliğine bağlı vajinal kuruluk ve ürogenital atrofiler de isteksizlik sebebidir.

Cinsel İsteksizlikte Psikolojik Faktörler 
Cinsel isteksizlikte rol oynayan psikolojik faktörler:

Aşırı stres
Kişiler arası ilişkilerdeki sorunlar
Evlilik sorunları (Özellikle eşe karşı gizli öfke, kırgınlık, dargınlıklar)
Beden şekli ile ilgili kaygılar
Anksiyete (İçsel sıkıntılar)
Gizli eşcinsellik
Geçmişde yaşanan taciz, tecavüzler ve cinsel istismarlar
Depresyon

Bazen kadın ve partnerinin kadın cinsel organlarının yapı ve fonksiyonlarını bilmemesi nedeni ile cinsel ilişki öncesinde kadının uyarılması sağlanamamakta, bu durumdaki kadın da cinsel istek duymamaktadır.

Yine, cinsel travma (tecavüz ve tacizler), önemli yaşam olayları (ailede birinin ölümü, çocuk doğumu, taşınma gibi) ve cinsel ilişki ile bazı olumsuz anıların yerleşmesi gibi durumlar da psikolojik nedenler arasındadır. 

Bazı durumlarda bir kadının cinsel ilişkide bulunması bir suç veya günah olarak algılanabilmekte, bağlantılı olarak cinsel arzu duymak suçluluk duygusuna neden olabilmektedir. 

Cinsel isteksizlik problemi genç kızlıktan bu yana olabileceği gibi çoğunlukla normal cinsel fonksiyonu olan kadında sonradan da ortaya çıkabilir. 

Bazen cinsel istek azalması bir ilişkideki bozulmanın bir işareti de olabilir. Öfkeli, korkulu ya da zihni dağınık kişiler genellikle cinsel yakınlık için istek duymazlar. Cinsellikten uzun süre uzak kalmak da cinsel dürtüyü bastırabilir.

Cinsel İstek Bozukluklarında Tedavi

Cinsel istek bozuklukluklarında tedaviye başlamadan önce bir jinekolog tarafından basit bir jinekolojik muayene yapılması önemlidir. Aslında tüm cinsel sorunlarda öncelikle bir jinekolojik değerlendirmenin önemi büyüktür.

Jinekolojik muayene sırasında kadının cinsel hazzını etkileyebilecek fiziksel nedenler araştırılır. Cinsel ilişkide ağrıya (disparoni) neden olabilecek durumlar (vajinit, vulvar vestibulit sendrom, batın ameliyatlarına bağlı gelişen yapışıklıklar) değerlendirilir. Hastanın varsa kronik rahatsızlıkları, nörolojik problemleri, kullandığı ilaçlar dikkate alınır.

Cinsel isteksizlik %1 oranla fiziksel nedenlere bağlıdır. Bu tür durumlarda jinekolog veya ilgili branş hekimi tarafından nedene yönelik tedaviler uygulanır.

Daha sonra herhangi bir problem görülmeyen ve cinsel isteksizlik problemi psikolojik nedenlere bağlı olduğu düşünülen hastalara cinsel terapi uygulanır.

Cinsel terapi öncesi hastadan genel bir cinsel öykü, aile öyküsü ve geçmişi ile ilgili detaylı bilgiler alınır. Cinsel sorunu körükleyen bilinç altında yatan psikodinamikler tespit edilir.

Daha sonra hastalara genel psikolojik durumları ile ilgili ve cinsellikle ilgili bilgiler verilir. Yanlış ve eksik bilgiler düzeltilir. Cinselliğe "yeni bir bakış açısı" kazandırılır. Aile içi problemleri var ise "aile terapisi" verilir. Tüm cinsel sorunların çözümünde olduğu gibi bu konuda da cinsel terapi veren terapistin tecrübesi ve bilgisi son derece önemlidir.

Cinsel isteksizlik tedavisinde daha sonra "davranışsal terapi" adı verilen bir takım uygulamalara geçilir. Bu şekilde kişinin kendi bedenini tanıması sağlanır.

Erkek eş ile ilgili bir takım sorunlar (erken boşalma, sertleşme sorunu gibi) var ise eş zamanlı olarak bu problemler de tedavi edilir. Erkek eşe ait cinsel tecrübe eksikliği var ise yine bu konuda da destek sağlanır.

Bu arada bir jinekolog tarafından cinsel "erojen (duyarlı) bölgeler" (meme uçları, klitoral bölge, kulak çevresi, boyun, bacaklar gibi) ve bunların nasıl uyarılacağı çiftlere anlatılır. Kadına çatı kaslarını kasıp gevşetme egzersizleri (kegel egzersizleri) öğretilerek vajenin daha duyarlı hale gelmesi sağlanır.

Cinsel tedavilerde tedavinin kişinin problemine uygun şekilde "bireyselleştirilmesi" de son derece önemlidir.  

Cinsel isteksizlik, bir cinsel terapist eşliğinde aşama aşama ve bir takım ev ödevleri ile aşılmaktadır. Ev ödevlerinin bir kısmı kişi tarafından bir kısmı da eş tarafından uygulanmaktadır.

Cinsel isteksizlik problemin çözümünde erkek eşin dayanışması, iletişim, güven ve ev ödevlerinin düzenli yapılması önemli yer tutar. Sorunun çözümü genelde 6 ile 12 seans arasında sürebilmektedir.

Cinsel tedavilerde rahatlama ve gevşeme (relaksasyon egzersizleri), masaj, masturbasyon, cinsel birleşme tekniklerinin öğretilmesi ve değişik cinsel pozisyonların anlatılması son derece önemlidir. 

Tedavilerde kullanılan CD, DVD, maket ve smilatörler tedavinin anlaşılabilmesini kolaylaştırılır.   

CİNSEL TİKSİNTİ BOZUKLUĞU 
Cinsel isteğin daha şiddetli bir derecede azalması ve hatta ortadan kalkması durumudur. 

Cinsel tiksinti bozukluğu olan bireyler cinsel aktivitelerden kaçınırlar. Kendilerine cinsel yönden yaklaşıldığında korku, kaygı ya da iğrenme ifade ederler. Bu durum belirgin bir sıkıntıya ve kişiler arası ilişkilerde zorluklara neden olur. 

Şiddetli derecede cinsel tiksinti bozukluğu olan kişilerde cinsellikle ilgili durumlarda panik atağa varan sorunlar yaşanabilir. 

Bu sorun "travma sonrası (posttravmatik) stres bozukluğu" gibi başka psikolojik sorunlarla bir arada da görülebilir. Bu bozukluk tecavüze uğrama ya da çocuklukta istismar gibi cinsel saldırıya maruz kalınan durumlarda, cinsel birleşmenin ağrılı olduğu durumlarda ya da cinsel dürtü ile utanç, suçluluk gibi duygular arasında farkında olunmayan bir bağlantı olduğunda ortaya çıkabilir. 

Cinsel tiksinti bozukluğu ile ilgili ayrıntılı bilgiler için  >>>

Kadınlarda Cinsel İsteği Artırmada Kullanılan İlaçlar (Cinsel Uyarıcılar)
Sorunun karmaşıklığı ve bireylere özgü oluşu göz önüne alındığında işe yarayan tek bir yöntemin olamayacağı açıktır. 

İçlerinde sildefanil (viagra, cialis, levitra) de olmak üzere cinsel uyarılma üzerine etkili olduğu düşünülen bir grup ilaç halen araştırılmaktadır. Bu ilaçların çoğu genital bölgedeki kan akımını artırarak etkili olmaktadırlar. 

Cinsel uyarıcı hormonlar
Hem kadınlar hem de erkeklerde "testosteron hormonu" libido (cinsel istek-enerji) açısından önemli olduğundan cinsel istek azalmasının tedavisinde –tabi ki hekim gözetimi altında- kullanılabilmektedir. 

Testosteron tedavisi ile karaciğer hasarı, kalp hastalığı riskinde artış olması gibi yan etkilerin oluşabileceği de dikkate alınmalıdır. 

Yine menopoz sonrası dönemlerde kullanılabilen bir takım hormon tedavileri ile antidepressanlar cinsel istek problemlerinde tedavi olanağı sunabilmektedir.

"Feromon"ların cinsel istek bozukluklarının tedavisindeki yeri de giderek daha fazla araştırılmaktadır.

CİNSEL UYARILMA BOZUKLUĞU
Cinsel uyarılma cinsel cevap döngüsünün ikinci evresidir. Cinsel uyarılmanın kesin olarak psikolojik bir yönü olsa da aynı zamanda fizyolojik değişikliklerin görüldüğü ilk evredir. 
Kadınlarda cinsel uyarılma; pelvik bölgeye kan akımının artması, vajenin ıslanma ve genişlemesi, dış genital organların şişmesi ile karakterizedir. Bu değişikliklerin altında yatan mekanizma çok açık olmasa da cinsel uyarılma, otonom sinir sisteminin uyarılması ile ilişkilidir. 

Kadın cinsel uyarılma bozukluğu, cinsel cevabın genel uyarılma yönünün ortadan kalkmasıdır. Bu durumda kadınlarda vajinal kayganlaşma ya da genişleme olmadığı gibi erotik duyumlar da hissedilmez. 

Bu durumda fiziksel temas tiksindirici gelebilir veya belli bir noktaya dek temas zevk verebilir. Uyarılma sorunu olduğunda orgazmla ilgili sorun da olacaktır. Bir araştırmada mutlu bir evlilikleri olan kadınların % 33"ü cinsel uyarılmayı sürdürmede zorluk tanımlamışlardır. 

Bu problem, kadının yaşamın belli bir döneminde ortaya çıkabilir ya da genç kızlıktan beri hiç cevap olmayabilir. Nedenlerine gelince;

Cinsel uyarılma ile ilgili sorunlar bazı fiziksel durumlar ve yaşam dönemleri ile ilişkili olabilir. Diyabet, sigara kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve sinir hasarları hem kadın hem de erkekte cinsel uyarılmayı olumsuz etkileyebilir. 

Emziren kadınlarda vajinal ıslanmada azalma olabilir. 

Menopoz döneminde ve sonrasında östrojenin azalması da uyarılmayı zorlaştırabilir. 

Bazı ilaçlar da uyarılmayı bozabilir. Örneğin antidepresanlar, antihipertansifler ve antihistaminikler bu tür yan etkiye sahiptir. 

Bu işlev bozukluğunun en yaygın nedenleri arasında suçluluk ve düşmanlık yer almaktadır. Suçluluk genellikle cinsel ilişkiden hoşlanma isteği ile bunu yapmaktan duyulan korku arasındaki iç çatışmayı içine alır. Düşmanlık ise sıklıkla eşle ilgilidir. 

Kadında cinsel uyarılmayı artırmaya yönelik tedaviler genital bölgeye kan akımını artırarak ya da ıslanmayı kolaylaştırarak etkinlik gösteren ürünler üzerine denemeler sürse de bunların pek çoğu henüz deneysel düzeydedir. 

Bazı kanlanmayı arttırıcı kremlerin cinsel uyarılmayı düzeltici etkisi de araştırılmaktadır.

Sempatik sinir sistemini uyaran ilaçlar; yohimbin, sildefanil gibi ağızdan kullanılan ilaçlar da araştırılmaktadır. Bu ilaçlar kan akımını artırarak ya da sinir sisteminin bazı bölümlerini uyararak etki ederler.    

Cinsel istek arttırıcı yiyecekler (Cinsel istek arttırıcı bitkiler)
Bazı besin maddeleri de hem erkek hem de kadınlarda cinsel istek artırıcı yani "afrodizyak" etkiye sahiptir. Cinsel istek artırıcı bu tür yiyecekler ve cinsel istek arttırıcı bitkiler kişileri tedavi etmek amacından çok cinsel tedaviye destek vermek amacıyla kullanılabilmektedir.

Cinsel istek arttırıcı (afrodizyak) yiyecekler arasında deniz ürünleri (balık, kalamar, karides, yengeç), taze meyve ve sebzelerbaharatlar (tarçın, keçiboynuzu- harnup,  zencefil- ginger), kuruyemişler (fındık, ceviz, fıstık gibi) ve özel çaylar (ginseng root) bulunmaktadır.