Bize Ulaşın

+90 262 333 00 26

Onkoloji (Kanser)

Rahim Kanseri

Rahim Kanseri | Onkoloji Kanseri | İzmit Kadın Sağlığı ve Doğum Merkezi

Rahim kanseri (endometrium kanseri) nedir?
Rahim kanseri veya tıbbi literatürde "uterin kanser" , "uterus Ca" veya "uterus kanseri" denildiğinde rahim içini döşeyen endometriumdan (rahim iç zarı) kaynaklanan kanserler anlaşılır. Bu kanserlere "endometrium kanseri" de denir.

Rahim kanseri (endometrium kanseri) hangi sıklıkta görülür?
Rahim kanserleri kadınlardaki tüm kanserler arasında dördüncü sırada olup, aynı zamanda en sık görülen kadın üreme sistemi kanseridir. 

Rahim kanseri genellikle menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır. Genellikle 50-60 yaşları arasında görülür. 

Rahim kanseri endometrium dokusunda geliştikten sonra kadın üreme sisteminin diğer organlarına da yayılma eğilimindedir. İlk önce rahim ağzı (serviks), tüpler ve yumurtalıklara doğru yayılır. Daha ilerlemiş hastalık durumlarında lenfatik damarlar aracılığı ile vücudun diğer bölümlerine atlar. 

Bir kanserin lenf veya kan yoluyla yayılması olayına "metastas" denir.

Uterus (Rahim) Kanserlerinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Uterus (rahim) kanserlerinde risk faktörleri: 
Geç menopoz
Çocuk doğurmamış olmak
Genç yaşlarda adet düzensizlikleri, adet gecikmeleri, PCOS
Şişmanlık (Obesite)
Hipertansiyon
Şeker hastalığı (Diabetes mellitus)
Endometrial hiperplazi öyküsü olanlar (Endometrial hiperplazi tedavi edilmediği takdirde kansere dönüşebilir)
Önceden doğum kontrol hapı kullanmış veya kullanmakta olanlar rahim kanseri ve yumurtalık kanseri için risklerini azaltırken, rahim ağzı (serviks) kanseri için risklerini arttırırlar.

Uterus Kanserlerinde Ne Tür Şikayetler Olur?
Rahim kanserinin ilk bulgusu menopoz sonrası dönemde vaginal kanamalar iken adet gören kadınlardayse düzensiz adet kanamaları şikayetleridir. 

ÇOK ÖNEMLİDİR!!! 
Menopoz sonrası (postmenopozal) kanaması olan veya 40 yaş sonrası artmış (özellikle pıhtılı) vaginal kanama şikayeti olan tüm kadınlar rahim kanseri riskine karşı jinekolog doktora başvurmalıdır. 

Ayrıca periyodik jinekolojik muayeneler sırasında vaginal ultrason ile rahim iç zarı (endometrium) kalınlığı ölçümü de rahim kanseri hakkında fikir verebilmektedir. 

Menopoz sonrası (postmenopozal) yıllarda kalınlaşmış bir endometrium izlenmesi durumunda da hastalar kanser açısından değerlendirilmelidir. 

Pap-smear testi rahim kanseri erken tanısında kullanmaya elverişli bir test değildir. Bu test daha çok rahim ağzı (serviks) kanseri taramasında önemlidir.

Rahim Kanserlerinde Tanı Nasıl Konulur?
Rahim kanseri kesin tanısı, rahim içersinden kürtaj yolu ile parça alınması (probe küretaj veya fraksiyone küretaj) ve bu parçanın mikroskop altında bir patoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi ile konur. 

Patolojik değerlendirmede rahim kanseri tanısı konmuşsa, kanser hücrelerinin davranış potansiyelini gösteren hücresel "grade" (kanserin derecesi) belirtilir. Bu aşamadan sonra rahim kanserinin yayılma derecesini saptamak için ek tetkikler yapılabilir.

Rahim Kanserlerinde Tedavi Nedir?
Rahim kanserinin tedavisinde cerrahi olarak rahimi almak (histerektomi operasyonu) temel prensiptir. 

Operasyon sırasında hastalığın yaygınlığını saptamak amacıyla karın içersinden örnekler alınır, tüpler ve yumurtalıklar çıkartılır. Bunlara ilave olarak alt karın bölgesi ve aort damarı etrafındaki lenf bezlerinden de örnekler alınır. 

Ameliyat sonrasında çıkartılan tüm parçalar patolojik değerlendirmeye alınarak hastalığın yaygınlığı saptanır.

Eğer kanser rahim dışarısına yayılmamışsa histerektomi tam kür sağlar. 

Ancak kanser başka organ veya lenf dokularına da yayılmışsa ek bir tedavi gerekecektir. Bu tür ilerlemiş rahim kanserlerinde cerrahiden sonra radyasyon (ışın) tedavisi uygulanmaktadır. Çok özel bazı durumlarda ilaç tedavisi (kemoterapi) de rahim kanseri tedavisinde uygulanabilmektedir. 

Yumurtalık Kanserleri (Over kanseri)

Over kanseri nedir?
Yumurtalık kanserlerine "over kanseri" adı verilir. Over, latince"de yumurtalık anlamına gelmektedir. İngilizce"de ise "ovary" olarak geçer.

Over kanserleri halk arasında daha sık olarak yumurtalık kanserleri olarak bilinmektedir. Tıp literatüründe over kanserleri, "over ca" olarak da geçmektedir. 

Over kanserleri ne sıklıkta görülür?
Yumurtalık kanserleri veya "Over kanserleri (Over Ca)" kadın üreme organlarından gelişen kanserler arasında ikinci sıklıkta görülenidir. Sıklıkla 50-70 yaş kadınlarda görülse de her yaş grubu kadında ortaya çıkabilir. 

Over kanserleri türleri nelerdir?
Over kanserleri geliştikleri hücrelerin tipine göre adlandırılır; bu hücrelerin özelliklerine göre değişik davranış özellikleri gösterir ve tedavisi farklı olabilir. Bu açıdan bakıldığında yumurtalıklarda çok değişik özelliklere sahip hücre bulunmaktadır.

Over dokusundaki hücrelerden gelişen ondan fazla türde yumurtalık kanseri tipi vardır.

Metastaz (metastasis) nedir?
Metastas kanserli bir organdan kanser hücrelerinin sağlıklı organlara sıçrayarak yayılmasına denir. Metastas kısaca "kanserin yayılması"anlamına gelmektedir.

Metastas en sık olarak yüzeyel yolla, kan, lenf ve komşuluk yolları ile olabilir.

Kan ile yayılma "hematojen metastas", lenf yolu ile yayılma "lenfojen metastas" olarak bilinmektedir. 

Yumurtalık kanseri nasıl yayılır? (Over kanserleri nasıl metastas yapar?)
Genel olarak yumurtalık kanserleri yüzeyel olarak yayılır. Karın içersinde bulunan yumurtalıklardan gelişen kanser dokusundan dökülen kanser hücreleri karın içersindeki diğer organların yüzeylerine tutunarak karın içersinde yayılır. Yumurtalık kanserlerinin bu şekilde yayılımına"Peritoneal yayılım" adı da verilir.

Kanser hücreleri; tüplere, karşı yumurtalığa, barsak ve periton yüzeyine, omentum dokusuna, karaciğere, dalak yüzeyine ve diafragma altına kadar metastas yapabilir.

Yumurtalık kanserinin kan yolu ile (hematojen metastasis)  yayılması oldukça ileri evrelerde olmaktadır. 

Over kanserleri belirtileri nelerdir?
Yumurtalık kanserlerinin kötü bir özelliği de belirli bir ölçüde ilerleyip yayılmadan önce yakınmaya neden olmamasıdır. İlk yakınma genellikle alt karın bölgesinde şişkinlik hissi ve hazımsızlıktır. 

İlerleyen aşamalarda büyüyen tümör dokusu karında şişkinlik yapmaya başlar. Karın kilo alıyormuş veya gebe kalınmış izlenimi verecek şekilde öne doğru bombeleşir. 

İleri evre yumurtalık kanserlerinde karın içi sıvı birikimi (asit) de olmaktadır. Karında sıvı birikmesine "asit (assit, ascites)" adı verilir.

Asit sıvısı şikayetleri daha da belirginleştirir. Çoğu kanserde olduğu gibi en son aşamaya kadar herhangi bir ağrı yakınması olmaması doğaldır. 

Bazı yumurtalık kanserleri hormonal yönden aktiftir ve hormon salgılar. Bu salgılanan hormonların etkilerine bağlı olarak tüylenme, memelerde dolgunluk ve adet kanaması şikayetleri (menopoz sonrası yıllarda) olabilir.

Over kanserlerinde nasıl tanı konur?
Erken evre yumurtalık kanserinin tanınması oldukça güçtür. Bunun nedeni kadında yakınma yapmamasıdır. 

Yumurtalık kanserinden şüphelenildiğinde ultrason muayenesi ile yumurtalıklar izlenir. Yumurtalıklardaki irileşme, yumurtalık içersindeki kistik veya solid kitlelerin varlığı değerlendirilir. Ultrason tanıda kullanılan en önemli yöntemdir.

Kanda bakılan ve "tumor marker’ları (belirteçleri)" adı verilen CA 125, CA 19.9, CEA, CA 13.3, AFP (Alfafetoprotein), HCG, BRCA 1 ve 2gibi isimler alan değişik kanser tarama testleri; ultrasonda izlenen şüpheli kitlelerin değerlendirilmesinde ve aynı zamanda yumurtalık kanserlerinin tedavisinin izleminde kullanılan modern tıbbın önemli parametreleridir.

Eğer karın içinde sebebi belirli olmayan bir şekilde sıvı toplanması (asit) varsa, sıvı ince bir iğne ile aspire edilerek patolojik değerlendirmeye alınır.

Gerekli görüldüğünde Bilgisayarlı Tomografi (BT) gibi yöntemlerle yumurtalıklar izlenir. 

Pap smear taramasının over kanserleri tanısındaki değeri oldukça kısıtlıdır.

Over kanserleri tedavisi nasıldır? 
Yumurtalık kanseri cerrahi olarak tedavi edilir. Ameliyatın yaygınlığı kanserin tipine ve yayılma dercesine bağlıdır. 

Eğer kanser tek bir yumurtalıkta yerleşmiş ve başka bir dokuya yayılmamışsa tek bir yumurtalık çıkartılarak operasyon tamamlanır.

İleri düzey yumurtalık kanseri durumlarında her iki yumurtalık, tüpler ve rahim alınır. Karın içersinde kanserin yayılmış olduğu her doku çıkartılır. Alt karın bölgesindeki lenf bezlerinden hastalığın yaygınlık derecesini değerlendirmek amacı ile örnekleme alınır.

Ameliyat sonrasında kemoterapi (ilaç tedavisi) veya radyoterapi (ışın tedavisi) kullanılır. Burada amaç, cerrahi ile çıkartılamamış mikroskopik düzeydeki tümör hücrelerini yok etmektir.

 

Meme Kanseri

Meme nasıl bir organdır?
Memenin gelişimi ve meme ile ilgili bir çok hastalık yumurtalıklardan salgılanan hormonlarla yakından ilişkilidir. Bu nedenle günümüz tıbbında meme, kadın üreme organlarının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. 

Meme dokusu; süt bezleri, süt kanalları ile bunları çevreleyen yağ dokusundan oluşmaktadır. Meme kanserleri de bu dokulardan ortaya çıkar. Her dokunun kanseri farklı özellikte olup tedavi ve ilerleyiş biçimleri de farklıdır. 

Meme kanseri nasıl derecelendirilir?
Kanser hücrelerinin lokalize olan yani çevre dokuya yayılmamışlarına "in situ kanser", çevre dokuya yayılmışlarına ise "invaziv kanser"isimleri verilmektedir. 

Meme kanserleri ne sıklıkta görülmektedir?
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. 

Her on kadından bir tanesi hayatının bir döneminde meme kanseri ile karşılaşabilir. Bu nedenle meme hastalıklarının özellikle meme kanserinin erken tanınması toplum sağlığı açısından da önemlidir.

Meme kanserleri için risk faktörleri nelerdir?

Günümüzde kadınlarda gözlenen kanserler arasında ilk sırada meme kanserleri vardır. Her kadının meme kanserine yakalanma riski vardır, ancak bazı kadınlar meme kanseri açısından daha risklidir. 

Genel olarak yaş arttıkça meme kanseri riski de artar. 

Meme kanseri açısından risk faktörleri;

Bir memede kanser çıkması:  Bir memesinde kanser olmuş kadınların diğer memesinde de kanser olma riski artmıştır.

Meme kanseri aile öyküsü:  Ailede (anne, kız kardeş, hala, teyze, büyükanne) meme veya genital sistem kanseri (özellikle over kanseri) öyküsü olanlarda meme kanseri riski artar. Meme kanserinin % 8-10 oranında ailesel olduğu bilinmektedir. 

Doğurmamış olmak:  Çocuk doğurmamış veya emzirmemişlerde de meme kanseri riski artmaktadır.

Memede kanser öncüsü lezyonlar:  Memede "atipik özellik" gösteren hiperplazi olması kanser riskini arttırır.

Erken adet görmek: Erken yaşta adet görme, geç yaşta menopoza girme riski arttırır.

Obesite:  Menopoz sonrası dönemde şişmanlık meme kanseri riskini arttırır.

Radyoterapi (röntgen ışınları ile tedavi) almak:  30 yaşından önce herhangi bir nedenle tedavi amaçlı radyoterapi alan kadınlarda meme kanseri gelişme riski yüksektir. 

Yağlı yiyeceklerin meme kanseri riskini arttırdığı henüz tartışmalıdır.

Meme kistleri kanserleşir mi?
Hayır. Ultrason veya mamografide saptanan memede kistler kanserleşme özelliğine sahip değildir. Bu nedenle gereksiz endişeye kapılmaya gerek bulunmamaktadır.

Ancak yine de periyodik yapılan meme ultrasonu, meme muayeneleri ve mammografi incelemeleri ile memedeki kistler izlem altına alınmalıdırlar. 

Meme kanserleri belirtileri nelerdir? Memede kitle önemlidir...
Kadınların bir çoğu kendi kendilerine yaptıkları muayenelerle meme kanserini erken evrede yakalayabilmektedir. 

Memede kitle her zaman için önemlidir. Özellikle memede ele gelen "ağrısız kitle" meme kanserinin ilk bulgusudur.

Memede ağrı hissi meme kanserinde genelde olmaz.  Meme kanserlerinde görülen diğer belirtiler ise:

Bir memede şişlik
Memede yanma veya memede sertlik
Meme cildinde gamzeleşme 
Meme başı etrafındaki deride renk değişikliği
Meme başlarında asimetri
Meme başından kanlı akıntılar olması.

Meme ile ilgili pek çok hastalıklar meme kanseri ile karışarak kişilerde endişeler oluşturabilir. 

Meme kanseri nasıl tanınır?
Tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserlerinde de erken tanı son derecede önemli ve hayat kurtarıcıdır.

Memedeki lezyonların tanınması önemlidir. Memedeki şüpheli kitleleri tanımlamada üç önemli method rol oynar:

Meme muayenesi
Meme ultrasonu
Mammografi

Kesin tanı ise memede tespit edilen şüpheli kitleden biyopsi alınarak yapılan patolojik inceleme ile konulabilir. 

Biyopsi "İnce İğne Aspirasyonu (FNA)" adı verilen ince bir enjektörle kitle içinden örnek biyopsi alınması ile olabilse de bazı durumlarda küçük bir cerrahi müdahale ile memedeki kitleden parça alınması veya parçanın tümüyle çıkartılması şekillerinde de olabilir.

Tüm yöntemlerle alınan parça/parçalar patolojik olarak değerlendirilip kanser olup olmadığına bakılır. Patolojik tanı kanser yönünde ise kanserin tipine ve davranış özelliklerini ortaya çıkaracak özelliklerine bakılır.

Meme kanseri tanısı konduktan sonra hastalığın yaygınlığını değerlendirmek açısından koltuk altı lenf bezlerinde irileşme olup olmadığı da not edilir. Daha sonra akciğer grafisi, karaciğer görüntülemesi ve diğer bazı kan testleri yapılarak kanserin yaygınlığı araştırılır.

Meme kanserlerini % 80’ini aylık olarak kendi kendinize yaptığınız meme muayenesi ile tanıyabilir ve bu şekilde erken safhada hekime gelebilirsiniz.